25 Ağustos 2009 Salı

CEVABZİNİCA "PETICA"- FERHATOVIC (SARAYBOSNA-BOSNA HERSEK)


Dubrovnik seyahatimiz sırasında günübirlik "Saraybosna-Mostar" turuna katıldık. Sabahın erken saatlerinde başlayan turumuz, sınır geçişleri nedeniyle, gece geç saatlerde son erdi. Ancak bu kadar uzun ve yorucu bir tur olmasına rağmen Saraybosna ve Mostar'ı gördüğümüze değdi. Saraybosna (Sarajevo) eski bir Osmanlı şehri. Adı, "Saray Ovası" ndan geliyor. Bizim Safranbolu'ya benziyor, tarihi yerleri. Dubrovnik'in aksine, savaşın yorgunluğunu ve hüznünü üzerinden atamamış.

Osmanlı döneminden kalan bölümü gezdikten sonra öğle yemeği için "Ferhatovic" e gittik. Eski şehirde, merkezde güzel bir restorant. Aslında seyahat öncesi yaptığım araştırmada eski Galatasaraylı Tarık Halilhodziç'in yeri öneriliyordu. Ancak tur kapsamında olduğumuz için Ferhatovic'e gittik. Gerçi rehberimizden Tarık Halilhodziç'in çok fazla restorana gelmediği; eşinin de gelen Türkler'e, belki de gösterilen ilgi nedeniyle, iyi davranmadığını ilettiler. Gitmediğimi için yorum yapamayacağım.

Ferhatovic'te menümüz zengindi. Önce peynirli ve kıymalı Boşnak böreğimizi aldık. Yanında domates ve salatalık vardı. Gerçekten de çok lezizdi. Boşnaklar bu işi çok güzel yapıyorlar.



Ardından Çevap'lerimizi (parmak köfte) yedik. Çevap'iyi lezzetli kılanın köftelerin içinde yer aldığı yağlı ve kızartılmış pideden kaynaklandığını öğrendik. Köftelerimiz iyi pişmiş ve lezzetliydi. Yanında aldığımız ayranlar da lezzeti bir kat daha artırdı. Son olarak tulumba tatlımızı aldık. Bu bizim bildiğimiz küçük tulumbalar gibi değildi. Onların en az iki katı büyüklüğündeydi. Tulumbanın şekeri idealdi ve içinde kuru tek bir yer yoktu.

Fiyatlar oldukça makul; servis ise, büyük bir grup olmamıza rağmen, hızlıydı.

LEZZET 5 Yıldız

FİYAT- KALİTE 5 Yıldız
ORTAM 5 Yıldız
SERVİS 4 Yıldız

Adres: Oprkanj 2, Sarajevo Centre 71000

Telefon: +387 (0)33 537 555

9 Ağustos 2009 Pazar

KAMENİCE (Dubrovnik- HIRVATİSTAN)

Aslında balık dışında deniz ürünleri ile aram yoktur. Hele bir de yurt dışındaysam tercihlerimin arasına en son sırada yer alır, deniz ürünleri. Ancak ekonomisinin önemli bir bölümünü deniz ürünlerinden sağlayan bir yerde de balık yememek olmazdı. Gerçi bunda eşimin ısrarı da büyük rol oynadı. Rehberimiz Ayk özellikle “small fried fish (küçük kızarmış balık)”ten yememizi önermişti. Ben de yaptığım küçük bir araştırmada bir çok ülkede hayranı olduğunu öğrendiğim "Kamenice"yi buldum. Kamenice, eski şehirde Pazar meydanında, Gundulic’in heykelinin solunda yer alıyor. Meydana atılmış masalarda yanınızda kedilerle ve güvercinlerle yemeklerinizi yiyorsunuz.

Ben ve eşim tabii ki küçük kızarmış balıklardan aldık. İki kişi büyük bir porsiyon geldi. Tadı da bizim hamsilere benziyordu. Ancak bu balıkların gümüş balığı olduğunu öğrenince balık yemeği kesmek zorunda kaldık. Gümüş balığının yetişme ortamının bunda büyük bir rol oynadığını söyleyebilirim. Gerçi eşimin babası da kendisine yanlışlıkla söylediğimiz midyeli spagetti nedeniyle de olayı biraz abarttı ama sonuçta biz balık sefamızın sonunu getiremedik. Aslında eşimin babasının tercihi bu değildi ama midyenin İngilizce'sini unuttuğumuz için zoraki olarak eşi ile birlikte yemek zorunda kaldı. Tadını tabii ki hiç beğenmediler. Zira midye mevsimi olmadığı için gelen midyeler de kötüydü. Bir de domates soslu olması da birkaç tadı karıştırarak aynı anda yemeğe alışkın olmayan bizler için iyi bir deneyim olmadı.

Servisleri ise klasik bir Hırvat servisi: Surak asık ve bir an önce sipariş verin de gideyim pozlarında bir garson. Sonunda da niye yemediniz diye de hafif sitem dolu bir ifade ile bizi süzdü.

Kamenice’nin tek olumlu yanı fiyatların ucuzluğu. Limandaki diğer restoranların aksine fiyatlar gayet makul.

Puan tablom burası için pek de güzel değil…


LEZZET 2 Yıldız
FİYAT- KALİTE 3 Yıldız
ORTAM 4 Yıldız
SERVİS 1 Yıldız


Adres: C-3, Gunduliceva poljana 8
Telefon: 32 36 82

15 Temmuz 2009 Çarşamba

MEA CULPA (Dubrovnik- HIRVATİSTAN)

Uzun bir aradan sonra merhaba,


Şu ana kadar hep Türkiye'de yemek yediğim yerleri tanıttım ve hali hazırda tanıtmadığım bir çok yer de var, sırada. Ama biraz değişiklik yapmak istedim. 2 hafta kadar önce gittiğim Dubrovnik seyahati sırasında yemek yediğim yerler hakkında bilgi vermek istiyorum.



Kısaca Dubrovnik'ten bahsedeceğim. Öncelikle İstanbul'un bu kargaşa ortamından kurtulmak için çok yerinde bir tercih yaptığımızı belirtmek istiyorum. Dubrovnik, denizi, tarihi ve doğal güzellikleri ile kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Üstelik uygun oteller de bulabiliyorsunuz. Eğer Haziran dönemi tatilcilerindenseniz, size önerim biraz paraya kıyarak Rixos Otel'de kalmanız. Antalya'daki o çılgın sıcakların yanı sıra şezlong kapma mücadelelerinin hiç birini yaşamıyorsunuz. Çok sakin bir ortamda yüzüyor, güneşleniyor, sporunuzu ve usta ellerde masajını yapabiliyorsunuz. Hırvatistan'da para birimi Kuna. 1 Euro 7 Kuna.


Gelelim Hırvat mutfağına. Her denize kıyısı olan ülke gibi buranın da deniz ürünleri ile yapılan yemekleri ünlü. Daha sonraki yazılarımda bunlardan bahsedeceğim. Ama biz her temkinli Türk turist gibi ilk gecemizi fast food (Mc Donalds, Burger King, vb.) ya da pizza ile geçirmek istedik. Ama size süper bir haberim var: "Dubrovnik'te bu ünlü fast food markalarının hiç biri yok." Üstüne üstlük hamburger yapan yerel dükkanlar da çok az. Bu yüzden elimizdeki pizza seçeneğini değerlendirmek istedik.


Seyahate çıkmadan önce yaptığım küçük bir araştırmada duymuştum "Mea Culpa" adını. Ardından Dubrovnik'te nerde yiyelim araştırması yaparken karşıma çıktı. Stradun denilen eski şehirdeki meydanlarına çok yakın. Oturduk ve siparişimizi kolaylıkla verdik: "Hepimize birer Margarita". (Yine temkinli bir yaklaşım.) Bu arada unutmadan söyleyeyim. Buradaki herkes biraz tabir-i caizse uyuşuk. O yüzden de en az 10 dakika beklemeyi gözden çıkarın. Neyse biz bu bekleme süresi içinde küçük bir pizza geleceğini düşünürken büyük tekerlek şeklinde bir pizza geldi. Pizzanın tadı güzeldi. Eşimin babası dışında kimse bitiremedi. O yüzden ilk gün içi burayı önerebilirim. Fiyalara gelince içecekler (Coca-cola) dahil kişi başı 40 Kuna'ya (yani 5,5 Euro) geliyor. Bence uygun. Mea Culpa aynı sokak içindeki 3 bölümden oluşmakta. Sadece pizza değil, cevapi ya da şiş kebap da yiyebilirsiniz. Ama benim Dubrovnik'teki cevapi tercihim başka bir yer. Onu size daha sonra aktaracağım. Pizza yiyebileceğiniz bir başka mekan da Baracuda. Kendilerinin Dubrovnik'teki ilk pizzacı olduklarını söylüyorlar. Denemedim. Deneyen arkadaşlar varsa görüşlerini bekliyorum.
Sonuçta puan tablomuza baktığımızda;


LEZZET 4 Yıldız
FİYAT- KALİTE 4 Yıldız
ORTAM 5 Yıldız
SERVİS 3 Yıldız

Adres: Za Rokom 3 20000 Dubrovnik
Telefon: +385 20 323-430
İnternet Adresi: http://www.mea-culpa.hr/

20 Haziran 2009 Cumartesi

SANCAK RESTAURANT (Pendik-İSTANBUL)


Boşnak mutafağına olan ilgim evliliğimle birlikte başladı. Eşimin ailesinin Bosna'lı olması nedeniyle önce Boşnak böreğiyle tanıştım. Ardından evimize de yakın olan Sancak Restaurant'ı keşfettik. Restaurantın içi bir meyhane şeklinde dizayn edilmiş, ama bizim bildiğimiz şekilde izbe ve ailelerin giremeyeceği şekilde değil. İçeride ayrı bir sıcaklık ve yakınlık hissediyorsunuz. Uydu yayınından çalan Boşnak müzikleriyle kendinizi Saraybosna'da hissediyorsunuz.


Bu arada tabiki Boşnak lezzetlerini tatma fırsatı buluyorsunuz. Yanımda bu mutfağı çok iyi bilen ailem olduğu için lezzetler konusunda çok zorlanmadık. Öncelikle Pirşuta denilen kuru eti ya da isli eti taddık. Ardından da tabiki Boşnak böreği. İstanbul'da daha önce bir kaç defa tattığım bu böreğin tadı ilk defa eşimin ailesinin yaptığı kadar güzeldi. Genellikle çok yağlı olarak yapılan kıymalı böreğin tam tersine daha az yağlı ve yanındaki yoğurtla birlikte oldukça hafifti.

Ana yemeklerde ise eşimin ailesi güveçte kuru etli kuru fasulye aldı. Eşimle biz Pleskavica denilen kaşarlı, kuru etli satır köfteden aldık. Yanında da kuru etli meyhane pilavı vardı. Bence tadı çok güzeldi. Normalde karşarlı yemekleri tercih etmesem de burada kaşar tadını hissetmedim. Ayrıca etin de hafif ve ağızda eriyen güzel bir tadı vardı. Köftenin üzerine konan tereyağı köfteyi biraz ağırlaştırmıştı. Kuru etli meyhane pilavı da oldukça lezizdi. Mutlaka denemelisiniz. Bir de Çevap (Parmak Köfte) adını verdikleri bizim tekirdağ köftelerine benzeyen köfteleri vardı. Bir dahaki sefer de onları tadacağım. Yakın zamanda Saraybosna'ya gideceğimiz için bu tadların orijinal yerlerinden yeme fırsatı bulacağım için dönüşte size daha doğru yönlendirmelerde bulunabilirim.

Aldığımız hizmete gelince hem hız hem de çalışanların işe bakışı bizi oldukça şaşırttı. Yemekler tam istediğimiz gibi ve oldukça hızlı geldi. Çalışanların ciddi görünmesi sizi şaşırtmasın. Bu durum Bosnalılar'a özgüymüş. Oldukça yardımsever ve iyi niyetliydiler. Hatta sadece yemek yemeğe geldiğimizi söylesek bile bize rakı ikramında bile bulundular.

Sonuçta;

LEZZET 5 Yıldız

FİYAT- KALİTE 5 Yıldız

ORTAM 4 Yıldız

SERVİS 5 Yıldız

Adres: Yeni MahalleMimar Sinan CaddesiNo: 30Pendik/ İSTANBUL

Telefon: (216) 375 13 24
İnternet Adresi: http://www.sancakrestaurant.com/

3 Haziran 2009 Çarşamba

ADANA YÜZEVLER RESTAURANT (Maslak-İSTANBUL)






Size "Ben kimim?" bölümünde bahsettiğim doktorumuz Hayati Bey, daha önce bir televizyon kanalında seyrettiği "Adana Yüzevler Restaurant"a öğle yemeğine gidelim dediğinde amatör grume grubumuz oluşturan Ufuk ve Hakkı Üstadlarımın yanında Eğitim Müdür Yardımcımız Atilla'yı da alarak düştük yollara. Önce arabayı park etmenin sorun olabileceğini düşündüm. Neyse ki restaurantın hemen yanında bir otopark vardı. Ayrıca restorantın önü de boştu. Belki de hafta içi olması da bunda etkiliydi. Zira hafta sonu yerin Doğuş Power Center'ın karşında olması otopark sorunu oluşturabilir.






Gelelim yemeklere. Önecelikle başlangıç olarak roka ve taze nane ile fındık lahmacun ve fındık pideyi ücretsiz olarak veriyorlar. Biz de yöresel peynir, yoğurtlu salatalık ve ezme aldık. Genel olarak lezzetleri güzel. Özellikle ezmeyi tavsiye ederim.

Ana yemek olarak Adana Kebabının yanı sıra Adana ve Antep usüllerinde lahmacun sipariş ettik. Kişisel fikrim Adana Kebabının, Adana'daki yediklerime yaklaşan bir tadda olmasının yanı sıra Antep usulü lahmacun da oldukça güzeldi. Ancak Adana usulü ile Antep usulü arasındaki tek fark Antep usülünün sarımsaklı olması. O yüzden, benim tercihim Antep usulü. Yemeklerin yanında istediğimiz acısız şalgam suyu ise bence güzeldi.


Fiyatlar bana biraz yediğimiz yemeğe göre fazla geldi. Kişi başı ortalama fiyat 17 TL gibiydi. Bunu restorantın Maslak'ta olmasına bağlasak da eğer diğer şubelerde de aynı fiyat uygulaması varsa biraz pahalı gelebilir.


Servis kalitesi ise bizi tatmin ettiğini söyleyemem. Çünkü siparişlerimizin karşılanma süresi oldukça uzundu. Ayrıca siparişlerimizi tam almadıkları için Adana Kebabından sonra lahmacunlarımızı yemek zorunda kaldık. Çay isteğimiz ise ancak 3. kez hatırlatmamız da gerçekleşti.


Sonuç tabloma baktığımızda;


LEZZET 4 Yıldız

FİYAT-KALİTE 3 Yıldız

ORTAM 3 Yıldız

SERVİS 2 Yıldız


Adres: Ahi Evren Cad. Nazmi AKBACI Tic. Mrkz. No:210 Maslak/ İstanbul

Telefon: (212) 346 21 71

İnternet Adresi: http://www.yuzevler.com.tr/

E-posta: info@adanayuzevler.com


30 Mayıs 2009 Cumartesi

YAZICILAR OTEL&RESTAURANT (Maşukiye- KOCAELİ)

Her şey TRT-1'de yayınlanan "Gezelim Görelim" programının son 5 dakikasını seyretmemle başladı. Spiker çok güzel bir kahvaltı sofrasında oturuyor ve gelen kahvaltılıklarla ilgili bilgi alıyordu. Bir yandan da kahvaltı masasının kurulduğu yer gösteriliyordu. Çok şirin bir otelin yanında çok güzel bir dere akıyordu. Bu yerin, Karadeniz Bölgesi'nde olduğunu düşünürken spiker otelin adını "Yazıcılar" olduğunu ve yerin de Kocaeli-Maşukiye olduğunu söyleyince çok sevindim. Zira daha önce adını duyduğum ancak gitmeye zaman bulamadığım Maşukiye'ye gitmek için çok güzel bir fırsat da olmuştu.






O günden sonra 2 defa Maşukiye'ye gittim ve dolayısıyla Yazıcılar Otel&Restaurant'ta kahvaltı ettim. İlkinde hafta içi diğerinde ise hafta sonu. Benim önerim hafta içi gitmeniz. Çünkü hafta sonu çok daha fazla kişi geliyor ve artık rahatsız edici boyutlara ulaştığını düşündüğüm bir mangal kültürü ile burada da karşılaşıyorsunuz.





Gelgelelim ettiğimiz kahvaltıya... Standart kahvaltının içerisinde; tereyağı, kaymak, bal, dağ çileği reçeli, ayva reçeli, çikolata, fındık ezmesi, helva, söğüş, yöresel peynirler, zeytin yer alıyor. Bunun yanında sucuklu yumurta, eritilmiş peynir, ve patates kızartması da bu mükemmel sofrayı daha da zenginleştiriyor. Kızarmış ekmeği ve iyi demlenmiş çayı da unutmayalım.


Bütün bu kahvaltılıkları, şırıl şırıl akan dere kenarında midenize indirirken inanın insanın hiç bir stresi kalmıyor, deyim yerindeyse insan yeniden doğuyor.



Servis kalitesi gittiğiniz güne göre değişiyor. Ama sanmayın ki İstanbul'un ünlenmiş bazı restoranlarında karşılaştığınız gibi uzun süre bekliyorsunuz. Ortalama 10 dakikada tüm kahvaltılıklar masanızda oluyor. Garsonlar ise çok nazik ve hemen istediğinizi yerine getirmeye çalışıyorlar.

Tüm bu güzelliklerin tabii ki bir bedeli var. Ama İstanbul'da bir kahvaltı için ödediğiniz fahiş fiyatlarla karşılaşmıyorsunuz. Standart kahvaltının bedeli kişi başı 15 TL.

Sonuç olarak Yazıcılar Otel & Restaurant için notlarım şöyle;


LEZZET 5 Yıldız
FİYAT- KALİTE 5 Yıldız
ORTAM 5 Yıldız
SERVİS 5 Yıldız


Adres: Maşukiye Yazıcılar, Yazıcılar Otel
Telefon: (262) 354 29 00 (pbx)
İnternet Adresi: http://www.yazicilar.org/
E-posta: bilgi@yazicilar.org

21 Mayıs 2009 Perşembe

Başlarken

Herkese Merhaba...

2009 yılında bu blogu açtığımda aşağıdaki girişi yazmıştım. Aradan geçen 6 yılda blogumu güncelleme fırsatı bulamadım. Tembelliğin yanı sıra iş yoğunluğu da bunda rol oynadı. Ama bir gün tekrar yazarım diye gittiğim mekanların fotoğraflarını çektim. Yüzlerce yer oldu. Yavaş yavaş bu yerleri ve yeni gideceğim yerleri sizlere ulaştıracağım.

Umarım siz de keyif alırsınız....

"Öncelikle bu blogta tamamen amatör bir ruhla gezdiğim, gördüğüm, gözlemlediğim ve tattığım lezzetler ile ilgili görüşlerim yer alacak....

Aslında her şey geçen hafta başladı. Dönüm noktası; iş ortamındaki arkadaşlarımla "Kule Yaşamı"nın sıkıcı ortamından sıyrılıp bir öğlen tatili süresince en azından damak tadımızı artırmak amacıyla yeni yerler keşfetmek isteğimiz oldu. Ardından ailemle birlikte hafta sonları yeni lezzet noktaları aramaya başladık... Tabiki üstad olarak gördüğümüz ve ülkemizin her türlü lezzetini "damak tadım şenlendi" edasıyla ekranlara taşıyan profesyonel gurmeler de ışık tuttu... Sonunda ben de bunları benim gibi amatör gurmelerle paylaşmaya karar verdim...

Nihai hedefim profesyonel gurmelerin bile ulaşamayacağı, tamamen kaliteye odaklaşmış yerleri de bu ortamda sizlere aktarmak; sizlerden gelen önerileri de tatmak olacaktır.

Haydi hayırlısı..."